News
BİR ÇOK İLKE İMZA ATAN KOÇAK FARMA YARIM ASIRDAN BERİ YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM YAPIYOR
Bir çok ilke imza atan Koçak Farma yarım asırdan beri yerli ve milli üretim yapıyor
Türkiye’de sağlık alanında özellikle yerli ve milli ilaç gündemden düşmezken tam anlamıyla yerli ve milli ilaç üreten Koçak Farma üzerinde düşeni yerine getiriyor.
Bir çok ilke imza atan Koçak Farma yarım asırdan beri yerli ve milli üretim yapıyor
 

Türkiye’nin en büyük ilaç üretim tesislerinden birine sahip olan Koçak Farma geniş ürün portföyüyle yaklaşık 2 bin kişiyi istihdam ediyor. Türkiye’de insülin üreten ilk ve tek firma olan Koçak Farma’nın sahibi Ender Koçak, Medimagazin Genel Yayın Yönetmeni Dr.İbrahim Ersoy’a konuştu.

-Koçak Farma’nın kısaca tarihinden bahsedebilir misiniz?

Koçak Farma 1971 yılında kurulmuş ve beşeri ilaç üretimi ile faaliyetine başlamıştır. 1982 yılında birçok ilaç hammaddesini Türkiye’de ilk kez üretmiştir. Kuruluşundan bugüne kadar geçen 49 yıllık süreçte, sektörde yenilikçi gelişmelere öncülük eden Yerli ve Milli bir firmadır. Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında 2018 yılında üretimden net TL olarak gerçekleşen satışlara göre 200. sırada yer alan firmamızda, yaklaşık 2 bin kişi istihdam edilmektedir. Koçak Farma tüm tedavi alanlarında ürettiği ilaçlarla 49 yıldır insan sağlığına hizmet etmektedir.

Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde 140.000 m2 alanda kurulu ve 100.000 m2 kapalı alanda yıllık 500 milyon kutu üretim kapasitesine sahip ileri teknoloji donanımlı tesislerimiz; Türkiye’nin en büyük ilaç üretim tesislerindendir. Aynı zamanda İstanbul/Ayazağa’da 50 bin m2 alanda kurulu Serum Üretim Tesislerimiz 80 milyon ünite/yıl üretim kapasitesine sahiptir.

-Hangi ürün portföyü ile hizmet veriyorsunuz?

Koçak Farma, onkoloji, hematoloji, üroloji,kardiyoloji, kadın hastalıkları ve doğum, cerrahi, fizik tedavi ve rehabilitasyon, romatolojik hastalıklar, çocuk hastalıkları, göz hastalıkları, endokrinoloji, infeksiyon, nefroloji, iç hastalıkları, KBB, nöroloji ve psikiyatrik hastalıklar başta olmak üzere bugüne kadar 700’ü aşkın ilaç ve ilaç hammaddesini ulusal ve uluslararası tıbbın hizmetine sunmuştur. 2012 yılında İlk yerli biyobenzer ilaç “Enoksaparin Sodyum”u üreterek sektörümüzde yenilikçi gelişmelere öncülük ettik. 2017 yılında Türkiye’nin ilk biyobenzer İnsülini “İnsülin Glarjin” şirketimizce üretilmiştir.

Kanser ilaçları üretimi konusunda Çerkezköy OSB’deki kanser ilaçları tesislerimiz bağımsız altyapılı ve ileri teknoloji donanımlıdır. Bu nedenle Koçak Farma 100’e yakın çeşitte kanser ilacını aynı çatı altında üretmeyi başarmıştır.

Halen Türkiye’de kullanılan her iki kutu kanser ilacından biri Koçak Farma ruhsatıyla Çerkezköy tesislerimizde yerli üretilmektedir.

Serum üretimine 2007 yılında antibiyotik serum üreterek başladık. 2016 yılında Türkiye’nin ilk yerli serum üreticisi Eczacıbaşı-Baxter firmasının İstanbul/Ayazağa serum üretim tesislerini ve ruhsatlarını devir aldık. Halihazırda Türkiye’nin Serum ihtiyacının büyük bir kısmını karşılıyoruz.   

Koçak Farma kurulduğu günden bu yana 49 yıldır Tüberküloz ilaçlarının yerli üretimini gerçekleştirerek, hastaların kesintisiz bir şekilde ilaca ulaşımını sağlayarak ülkemizin Tüberküloz alanında elde ettiği başarılara katkıda bulunmaktadır. Bu katkıların hekimler, hastalar ve Verem Savaş Dernekleri tarafından takdir edilmesi bizim için en büyükgururdur.

 

-Ar-ge ile ilgili çalışmalarınız neler?

Koçak Farma, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde 2014 yılında toplam 1.100.000.000 TL sabit yatırım teşviki kapsamında Biyoteknolojik ilaç üretim tesislerini kurmuştur. Biyoteknolojik ilaç üretimi güçlü Ar-Ge desteği, ileri teknoloji, yetişmiş insan kaynağı, özel altyapı donanımlı tesisi gerektiren çok bileşenli bir süreçtir. Kuruluşumuz, Ar-Ge çalışmalarını Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesislerinde bulunan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan akredite Ar-Ge merkezinde sürdürmektedir. Ar-Ge merkezimizde 100 civarında bilim insanı ve uzman yeni ürünlerle ilgili araştırma geliştirme faaliyetleri yürütmektedir.         Ar-Ge merkezimizde Konvansiyonel Ürünler, Biyoteknolojik Ürünler (İnsülinler, Monoklonal Antikorlar), Aşılar (Viral ve Bakteriyal), Anti serumların üretim projeleri ile ilgili çalışmalar başarıyla sürdürülmektedir.

-Yurtdışına ilaç ihraç ediyor musunuz? Bu ilaçlar neler?

. Koçak Farma uluslararası sağlık otoritelerince belgelenen ileri teknoloji donanımlı tesisleri, yüksek kalite standartları ve güçlü Ar-Ge çalışmaları ile global bir markadır. Bu durumun yarattığı güvenin olumlu etkisiyle ihracatımız yıllar itibariyle artan bir trend izlemektedir.

Koçak Farma Avrupa Birliği GMP onaylı tesislerinde ürettiği ürünlerini 5 kıtada 50’den fazla ülkeye ihraç etmektedir. Koçak Farma, AB ülkeleri; Almanya, Fransa, Portekiz, İspanya, İtalya, Belçika, Romanya, İsveç, Macaristan, Avusturya, Letonya, Slovakya, Danimarka, Bulgaristan, İrlanda, Yunanistan, Polonya, Finlandiya, Hollanda, Hırvatistan, Çekya, Estonya, Litvanya’nın yanı sıra Avustralya, Güney Afrika, Güney Kore, İsviçre, Brezilya, Beyaz Rusya, Tayland, Kolombiya, Ürdün, Bosna Hersek, Sırbistan, Ukrayna, Moldova, Kosova, Lübnan, Makedonya, Norveç, Tayvan, Tunus, Yemen, Azerbaycan, Gürcistan, İran, Irak, Suriye, Libya, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Rusya gibi ülkelere de ürünlerini ihraç etmektedir.

İhraç edilen ürünlerin ağırlığı enjektabl ve oral onkoloji ürünleri,transplantasyon ilaçları,enjektabl antibiyotikler,serum ve çeşitli kategorilere ait ilaçlardan oluşmaktadır.

 

 

 -Türkiye’de insülin üreten ilk ve tek firmasınız. 2 seneyi aşkın süredir de insülin glarjin üretiyorsunuz biyoteknolojik başka ilaçlar da üretme planınız var mı?

Biyoteknolojik  Ürün olarak halihazırda mevcut enoksaparin sodyum ve   insülin glarjin’e ek olarak diğer analog İnsülinlerin, Monoklonal Antikorların üretimine yönelik çalışmalar başarıyla sürdürülmektedir.

-Bu süre içinde ne gibi zorluklar yaşadınız?

Biyoteknolojik ürünlerin ruhsatlandırma süreçleri konvansiyonel preparatlara nazaran çok daha uzun sürmektedir.

Bu konuda ülkemizin ihtiyaçlarına uygun bir mevzuat beklentimiz bulunmaktadır.

Ayrıca ruhsatlandırma sürecinde gereken Klinik çalışmalar hem çok maliyetli hem yapacak merkez sayısı sınırlıdır. Bu nedenle de süreçler uzamaktadır.

Yetişmiş insan gücü bulmak da zorlayıcı faktörler arasındadır.İlaç sektörüne özelleşmiş eğitimden geçen, AR-GE’ye yatkın, biyoteknoloji konusunda donanımlı bireyler ne yazık ki yeterli sayıda bulunamamaktadır.

-Son yıllarda ilaçta yerli üretimle ilgili Sağlık Bakanlığının bir girişimi mevcut. Koçak Farma olarak sizin bu konudaki misyonunuz nedir?

Sağlık Bakanlığı öncülüğünde ve 10.Kalkınma planı doğrultusunda başlatılan yerelleşme adımları ile yurt içi ilaç üretiminde önemli bir artış olmuştur.

Lokal olarak üretilen ilaçların kutu olarak oranı % 80’in üstüne çıkmıştır.Ancak TL yani değer bazında baktığımızda bu oran lokal olarak üretilen ilaçlarda % 50’nin altındadır.

Herşeyden önce yerelleşmede 3.aşamaya geçilerek yerel üretiminin ağırlığını değer olarak da artırmak gerekmektedir.

Özellikle ithal olarak tedarik edilen biyoteknolojik ürünlerde yeterli yatırımların yapılmamış olması ve patent koruması altında olan ilaçların çok yüksek bedelle temin edilmesi,önemli bir cari açık yaşanmasına neden olmaktadır.

Koçak Farma kuruluşundan itibaren yenilikçi ürünlerle rekabet ve büyüme için yüksek katma değerli teknolojik yatırımlara öncelik vermektedir. Hedefimiz; Türkiye ilaç sanayinin yapısal dönüşümüne öncülük ederek yüksek katma değerli inovatif ürünler üretmek, halk sağlığını ilgilendiren stratejik önemi haiz ilaçta ithalata bağımlılığı ortadan kaldırmak, ihracatla sektörel dış ticaretin ekonomik büyümeye etkisini negatiften pozitife çevirmek ve ülkemizin “Vizyon 2023” stratejik planı çerçevesinde bölgesel Ar-Ge ve teknolojik ilaç üretim merkezi olmasına katkıda bulunmaktır.

-Bakanlıktan yerli üretim konusunda destek yeterince alabiliyor musunuz?

Sağlık Bakanlığı ve diğer ilgili Bakanlıklar bir çok alanda olduğu gibi ilaç sektöründe de yerelleşmeyi desteklemektedir.Bugüne kadar sağlanan yatırım teşvikleri ,yerelleşme çalışmaları ve eşdeğer ilaç konusunda yapılan farkındalık çalışmaları olumludur.

Ancak bu desteklerin özellikle biyoteknolojik ilaçlarda klinik çalışmalara devlet desteğinin sağlanması,ruhsatlandırma süreçlerinin hızlanması,ülkemize özgü biyobenzer mevzuat ve kılavuzun hayata geçirilmesi ,hekimlere  yerli biyobenzer ürünlerin ve eşdeğer ilaçların kullanımını teşvik edici bilgilendirme ve yönlendirmelerin yapılması önem taşımaktadır.

-Yerli ve milli ilaç üretimi konusunda Hükümetin ve yerli ilaç sanayiinin neler yapması gerekiyor?

İlaç sektöründeki teşvikler ve yatırımların geri dönüşümünü hızlandırıcı tedbirlerin alınması gerekiyor.

Özellikle katma değer sağlayan, biyoteknolojik ürün geliştiren yerli ve milli ilaç firmalarına “alım garantisi “dahil teşviklerin tesisi büyük bir önem taşıyor.

-Teşekkürler.

 

https://www.medimagazin.com.tr/ilac-sanayi/genel/tr-bir-cok-ilke-imza-atan-kocak-farma-yarim-asirdan-beri-yerli-ve-milli-uretim-yapiyor-8-60-86678.html