KISA ÜRÜN BİLGİSİ

 

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

Metoart 10 mg/1 ml enjeksiyonluk çözelti içeren kullanıma hazır şırınga

 

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

(1 ml için)

Etkin madde:

10 mg metotreksat’a eşdeğer 10,96 mg metotreksat disodyum içerir.

Yardımcı madde(ler):

Sodyum klorür…………7,70 mg

Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.

 

3. FARMASÖTİK FORM 

Kullanıma hazır şırıngada enjeksiyonluk çözelti

Steril-Apirojen

 

Sarı renkli, berrak çözelti.

 

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

Metoart aşağıdaki belirtilenlerin tedavisinde endikedir;

- Yetişkin hastalardaki aktif romatoid artrit

- Non-steroid antienflamatuar ilaçlara (NSAID) cevabın yetersiz olduğu aktif juvenil idiopatik artritin poliartritik formları,  

- Konvansiyonel tedaviye cevap vermeyen yetişkin hastalardaki şiddetli ve jeneralize psoriazis ve aktif psöriatik artritte

-  Tiyopürin tedavisine yanıt vermeyen veya toleransı olmayan yetişkin hastalarda hafif veya orta şiddetli Crohn hastalığının tedavisinde tek başına veya kortikosteroidler ile kombine olarak kullanımı endikedir.

 

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

METOART,  tıbbi ürünün çeşitli özelliklerini ve etki şeklini bilen doktorlar tarafından reçetelendirilmelidir. METOART haftada bir kez enjekte edilir. 

Hasta haftada bir kez uygulanması hakkında açıkça bilgilendirilmelidir. Enjeksiyon için hafta içi sabit ve uygun bir gün belirlenmesi tavsiye edilir. 

Metotreksat eliminasyonu üçüncü bir dağılım aralığına sahip olan hastalarda (assit, plevral efüzyon) azalır. Bu hastaların özellikle toksisite için dikkatli izlenmesi gerekir. Doz azaltılması ya da bazı durumlarda metotreksat uygulamasının kesilmesi gerekir (bkz. bölüm 5.2 ve 4.4).

Romatoid artritli yetişkin hastalarda doz:

Tavsiye edilen başlangıç dozu olarak, haftada bir kez subkutan, intramüsküler veya intravenöz olarak uygulanan 7.5 mg metotreksat’tır. Hastalığın kişideki aktivitesine ve hastanın toleransına toleransına bağlı olarak başlangıç dozu dereceli olarak haftada 2.5 mg arttırılabilir. Haftalık doz 25 mg’ı geçmemelidir. Bununla birlikte, 20 mg/hafta’yı aşan doz özellikle kemik iliği supresyonu gibi toksisitede önemli bir artış ile ilişkilidir. Yaklaşık 4-8 hafta sonra, tedaviye cevap beklenebilir. Terapötik olarak istenilen sonucun elde edilmesi üzerine doz dereceli olarak en düşük etkin idame dozuna azaltılmalıdır.

Psöriazis ve psoriyatik artrit hastalarında doz:

Tedaviden bir hafta önce, idiyosenkratik advers reaksiyonları belirlemek için, 5-10 mg’lık bir test dozunun parenteral olarak uygulanması tavsiye edilmektedir. Tavsiye edilen başlangıç dozu, haftada bir kez subkutan, intramüsküler veya intravenöz olarak uygulanan 7.5 mg metotreksat’tır. Doz dereceli olarak arttırılabilir fakat genellikle haftalık doz 25 mg’ı geçmemelidir. Bununla birlikte, 20 mg/hafta’yı aşan doz özellikle kemik iliği supresyonu gibi toksisitede önemli bir artış ile ilişkilidir. Yaklaşık 2-6 hafta sonra, tedaviye cevap beklenebilir. Terapötik olarak istenilen sonucun elde edilmesi üzerine doz dereceli olarak en düşük etkin idame dozuna azaltılmalıdır.

 

Crohn hastalığı olan yetişkin hastalarda doz:

·         Başlangıç tedavisi:

Subkutan, intravenöz veya intramüsküler olarak uygulanan 25 mg/hafta 

·         İdame tedavisi:

Subkutan, intravenöz veya intramüsküler olarak uygulanan 15 mg/hafta 

Pediyatrik popülasyonda METOART’ın Crohn hastalığının tedavisi için kullanımı ile ilgili yeterli deneyim bulunmamaktadır.

 

Uygulama şekli:

Bu tıbbi ürün sadece tek kullanım içindir.

METOART intramüsküler, intravenöz veya subkutan yolla uygulanabilir.

Toplam tedavi süresi doktor tarafından belirlenmelidir.

Not: Eğer oral uygulama parenteral uygulama ile değiştirilecekse, oral uygulamadan sonra metotreksatın değişken biyoyararlanımına bağlı olarak bir doz azaltılması gerekebilir. Mevcut tedavi kılavuzlarına göre folik asit ilavesi düşünülebilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği:

METOART zayıf böbrek fonksiyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Aşağıdaki tabloya göre doz ayarlaması yapılmalıdır:

 

Kreatin klerensi (mL/dak)

Doz

> 50

% 100

20-50

% 50

< 20

METOART kullanılmamalıdır

 

Karaciğer yetmezliği:

METOART, özellikle alkole bağlı karaciğer hastalığı geçirmiş veya geçirmekte olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Eğer bilirubin >5 mg/dl (85.5 μmol/l) ise, METOART kontrendikedir.

 

Pediyatrik popülasyon:

Juvenil idiyopatik artritin poliartritik formlarının görüldüğü 16 yaşından küçük çocuklarda doz:

Tavsiye edilen doz, 10-15 mg/m2 vücut yüzey alanı (BSA)’dır. Tedaviye cevap alınamaması durumunda haftalık doz 20 mg/m2 (BSA) olarak arttırılabilir. Fakat eğer doz artırılırsa izleme sıklığının artması gerekmektedir.

Juvenil idiyopatik artritli çocuk/ergen hastalar tedavi için her zaman bir romatoloji uzmanına sevk edilmelidir. 

Çocuklarda subkutan ve intravenöz kullanıma ilişkin kısıtlı veriye bağlı olarak, juvenil idiyopatik artritte kullanım intramüsküler enjeksiyonla sınırlandırılmıştır.

 

3 yaşın altındaki çocuklarda etkinlik ve güvenlilik ile ilgili yeterli deneyim olmadığından, bu yaş grubunda kullanılması önerilmez (bkz. bölüm 4.4).

 

Geriyatrik popülasyon:

Yaşın artmasıyla beraber folat rezervlerinin azalmasıyla olduğu kadar, azalan karaciğer ve böbrek fonksiyonlarına bağlı olarak yaşlı hastalarda doz azaltılmasına gidilebilir.

Üçüncü bir dağılım aralığına sahip olan hastalar (plevral efüzyon, assit):

Metotreksat yarılanma ömrü üçüncü bir dağılım aralığına sahip olan hastalarda normal zamandan 4 kat daha uzun olduğu için, doz azaltılması veya bazı vakalarda metotreksat uygulamasının kesilmesi gerekli olabilir (bkz. bölüm 5.2 ve 4.4). 

 

          4.3.     Kontrendikasyonlar

          METOART aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:

·         Metotreksat veya bölüm 6.1' de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık

·         Şiddetli karaciğer yetersizliği (bkz. Bölüm 4.2)

·         Alkol bağımlılığı

·         Şiddetli renal yetmezlik (Kreatin klerensi < 20 mL/dak’dan az, bkz. bölüm 4.2 ve 4.4)

·         Kemik iliğinde hipoplazi, lökopeni, trombositopeni veya belirgin anemi gibi önceden mevcut kan diskrazisi

·         Tüberküloz ve HIV ve diğer immün yetmezlik sendromları gibi ciddi, akut veya kronik enfeksiyonlar,

·         Ağız boşluğu ülserleri ve bilinen gastrointestinal ülser hastalığında

·         Gebelik ve laktasyonda (bkz. bölüm 4.6)

·         Canlı aşılarla eş zamanlı olarak kullanılması kontrendikedir.

 

4.4.   Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Hastalar tedavinin her gün değil haftada bir kez uygulanması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. Tedavi altındaki hastalar, olası toksik etki belirtileri veya advers reaksiyonların görülmesi ve bunların en kısa sürede değerlendirilmesi açısından uygun bir şekilde takip edilmelidir. Bu yüzden metotreksat sadece antimetabolit tedavisi konusunda bilgi ve tecrübesi olan doktorların denetimi altında uygulanmalıdır. Şiddetli ve hatta ölümcül olabilecek toksik reaksiyon olasılığı dolayısıyla, hasta doktor tarafından riskler ve önerilen güvenlik önlemleri hakkında tam olarak bilgilendirilmelidir.

 

3 yaşın altındaki çocuklarda etkinlik ve güvenlilik ile ilgili yeterli deneyim olmadığından, bu yaş grubunda kullanılması önerilmez (bkz. bölüm 4.2).

 

Tavsiye edilen tetkikler ve güvenlik önlemleri:

           

Metotreksat tedavisine başlamadan önce veya dinlenme periyodundan sonra metotreksat tedavisine yeniden başlanmadan önce :

Diferansiye kan sayımı ve trombosit sayımı ile tam kan sayımı, karaciğer enzimleri, bilirubin, serum albumin, akciğer filmi ve böbrek fonksiyon testleri. Eğer klinik olarak belirtilmişse, tüberküloz ve hepatit hariç tutulmalıdır.

 

Tedavi süresince (ilk altı ay boyunca en az ayda bir ve ondan sonra her üç ayda bir):

Doz arttığında izleme sıklığında da artış düşünülmelidir.

 

1.      Mukozal değişiklikler için ağız ve boğaz muayenesi

 

2.    Diferansiyel kan sayımı ve trombosit ile beraber tam kan sayımı. Metotreksatın neden olduğu hemopoietik baskılama aniden ve görünüşte güvenli dozlarda ortaya çıkabilir. Beyaz kan hücrelerinde veya trombosit sayısında herhangi bir belirgin düşüş tıbbi ürünün hemen kesilmesini ve uygun destekleyici tedaviyi gerektirir. Hastalar enfeksiyonla ilgili tüm işaretlerini bildirmeleri gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir Eş zamanlı olarak hematotoksik tıbbi ürünler (örn. leflunomid) kullanan hastalar kan ve trombosit sayımı ile yakından izlenmelidir.

 

3. Karaciğer fonksiyon testleri: Karaciğer toksisitesinin ortaya çıkması halinde görünümüne özel dikkat gösterilmelidir. Karaciğer fonksiyon testlerinde veya karaciğer biyopsisinde mevcut ya da tedavi süresince gelişen herhangi bir anormallik durumunda tedavi yeniden düzenlenmelidir veya durdurulmalıdır. Bu gibi anomaliler hekimin insiyatifinde yeniden başlanılan tedavi sonrasında iki hafta içinde normale dönmelidir. Romatolojik endikasyonlarda hepatik toksisitenin izlenmesi için karaciğer biyopsisinin kullanımı tartışmalıdır. Birbirini izleyen karaciğerin kimyasal testlerinin veya tip III kollajen propeptidinin hepatotoksisiteyi yeteri kadar belirleyip belirlemediğinin saptanması için daha fazla araştırma gereklidir. Psöriazis hastaları için tedaviden önce ya da tedavi sırasında karaciğer biyopsisi yapılma ihtiyacı mevcut bilimsel verilere göre değerlendirilmelidir. Değerlendirme hiç risk faktörü olmayan hastalar ile aşırı alkol kullanımı olan, karaciğer enzimlerinde kalıcı artışlar gözlenen, karaciğer hastalığı geçmişi olan, ailede genetik karaciğer hastalığı bulunan, diyabeti olan, obezite hastalığı olan, geçmişte uzun süre hepatotoksik ilaçlara ya da kimyasallara maruz kalmış olan ve uzun süre veya 1.5 g veya daha fazla kümülatif dozda metotreksat tedavisi almış olan gibi risk faktörü olan hastalar arasında ayrı olarak değerlendirilmelidir

 

Serumda karaciğer enzimlerinin kontrolü: Transaminazlarda normalin iki ya da üç katı geçici yükselmeler hastalar tarafından % 13-20 sıklıkta bildirilmiştir. Karaciğer enzimlerinde sabit bir yükseliş durumunda dozda bir azaltma ya da tedavinin kesilmesi düşünülmelidir.

 

Karaciğer üzerindeki potansiyel toksik etkisi nedeniyle açıkça gerekmedikçe metotreksat ile tedavi süresince ek hepatotoksik tıbbi ürünler alınmamalıdır ve alkol tüketiminden kaçınmalı veya alkol tüketimi oldukça azaltmalıdır (bkz. bölüm 4.5). Beraberinde diğer tıbbi hepatotoksik ilaçlar (örn. leflunomid) alan hastaların karaciğer enzimleri yakından izlenmelidir. Aynı önlemler eş zamanlı olarak hematotoksik tıbbi ürünler (örn. leflunomid) kullanıldığında da alınmalıdır. 

 

4. Böbrek fonksiyonu,  böbrek fonksiyon testleriyle ve idrar tahlili ile izlenmelidir (bkz. bölüm 4.2 ve 4.3).  Metotreksat başlıca böbrekler yoluyla elimine edildiğinden, ciddi istenmeyen etkilere yol açabilecek böbrek yetmezliği durumunda serum konsantrasyonlarının yükselmesi beklenir. Böbrek fonksiyonunun bozuk olabileceği durumlarda (örn. yaşlılarda), daha sık aralıklarla izleme yapılmalıdır. Bu durum özellikle, metotreksatın eliminasyonunu etkileyen ve böbrek hasarına neden olan (örn. non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar) ya da potansiyel olarak kan oluşumunda bozukluğa neden olabilen tıbbi ürünler ile aynı anda verildiğinde uygulanmalıdır. Dehidrasyon, ayrıca metotreksatın toksisitesini artırabilir.

 

5. Solunum sisteminin değerlendirmesi: Akciğer fonksiyon zayıflığı semptomları için dikkatli olmak ve eğer gerekirse akciğer fonksiyon testi. Pulmoner etki hızlı bir tanı ve metotreksat tedavisinin kesilmesini gerektirir. Metotreksat tedavisi sırasında oluşan pulmoner belirtiler (özellikle kuru, produktif olmayan öksürük) veya spesifik olmayan pnömoni potansiyel olarak tehlikeli bir lezyonun belirtisi olabilir, tedavinin kesilmesini ve dikkatle izlemeyi gerektirir. Genellikle kan eozinofili ile ilişkili akut veya kronik interstisyel pnömoni görülebilir ve ölümler rapor edilmiştir. Klinik olarak değişken olmasına rağmen, metotreksata bağlı akciğer hastalıkları; ateş, öksürüğe bağlı nefes darlığı, hipoksemi ve göğüs röntgen filminin üzerinde bir infiltrat olarak belirti gösterir, enfeksiyon bu belirtilere dahil edilmemelidir. Akciğer hastalığı hızlı teşhisi ve metotreksat tedavisinin kesilmesini gerektirir. Bu lezyon tüm dozlarda oluşabilir. 

 

6. Bağışıklık sistemi üzerine olan etkileri nedeniyle metotreksat aşı ya yanıtı zayıflatabilir ve immünolojik testlerin sonuçlarını etkileyebilir. Muhtemel aktivasyon nedeniyle inaktif, kronik enfeksiyonların (örn: herpes zoster, tüberküloz, hepatit B veya C) varlığında özel dikkat gerektirir. Metotreksat canlı aşılar ile aynı zamanda uygulanmamalıdır. 

 

Düşük doz metotreksat alan hastalarda, malign lenfomalar oluşabilir, bu durumda tedavi kesilmelidir. Spontan olarak gerileme işaretleri göstermeyen lenfoma, sitotoksik tedavinin başlamasını gerektirir. 

 

Trimetoprim/sülfametoksazol gibi folat antagonistleri ile birlikte uygulanmasının nadir vakalarda akut megaloblastik pansitopeniye neden olduğu bildirilmiştir. 

 

Radyasyon kaynaklı dermatit ve güneş yanığı metotreksat tedavisi sırasında yeniden ortaya çıkabilir (recall-reaksiyonu). Psöriatik lezyonlar, UV ışınları ve metotreksatın aynı anda uygulanması sırasında şiddetlenebilir. 

 

Metotreksat eliminasyonu, üçüncü bir dağılım aralığına sahip olan hastalarda (assit, plevral efüzyon) azalır. Bu hastaların özellikle toksisite için dikkatli izlenmesi gerekir. Doz azaltılması ya da bazı durumlarda metotreksat uygulamasının kesilmesi gerekir. Plevral efüzyon ve assit, metotreksat tedavisine başlanmadan önce drene edilmelidir (bkz. bölüm 5.2).

 

İshal ve ülseratif stomatit metotreksatın toksik etkileri olabilir ve tedavinin kesilmesini gerektirir, aksi takdirde hemorajik enterit ve intestinal perforasyon sonucu ölüm meydana gelebilir. 

 

Vitamin preparatları veya folik asit, folinik asit veya türevlerini içeren diğer ürünler metotreksatın etkinliğini azaltabilir. 

 

Psöriazis tedavisinde metotreksat kullanımı; diğer tedavilerle yeterli cevap alınamayan, ciddi, inatçı, kişinin günlük aktivitelerini engelleyici psöriazisi bulunan hastalar ile sınırlandırılmalıdır ve metotreksat yalnızca tanı biyopsiye/veya dermatolojik konsültasyon ile doğrulandığında uygulanmalıdır. 

 

Ensefalopati/lökoensefalopati metotreksat tedavisi alan onkolojik hastalarda bildirilmiştir ve bu durumlar onkolojik olmayan durumlar için metotreksat tedavisi alan hastalarda da göz ardı edilemez. 

METOART uygulanmadan önce hamile olunmadığına emin olunması gerekir. Metotreksat insanda embriyotoksisite, düşük ve fetal defektlere yol açar. Metotreksat, uygulama süresince fertilitede azalmaya yol açabilecek şekilde spermatogenezi ve oogenezi etkiler. Bu etkiler tedaviye devam edilmezse geri dönüşümlüdür. Tedavi boyunca ve tedaviden sonra en az 6 boyunca kadında ve erkekte etkili doğum kontrolü uygulanmalıdır. Çocuk doğurma potansiyeli olan hastalarla, üreme üzerindeki etkilerinin potansiyel riskleri tartışılmalıdır ve eşler uygun bir şekilde uyarılmalıdır (bkz. bölüm 4.6).  

 

Bu tıbbi ürün her bir şırıngada (1 ml’lik dozunda), 23 mg’dan daha az sodyum ihtiva eder. Bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki gözlenmez.

 

4.5.   Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Alkol, hepatotoksik tıbbi ürünler, hematotoksik tıbbi ürünler

Düzenli alkol tüketimi ve diğer hepatotoksik tıbbi ürünlerle eş zamanlı kullanılması metotreksatın hepatotoksik etkilerinin görülme olasılığını arttırır (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Başka hepatotoksik tıbbi ürünleri (örn. leflunomid) birlikte alan hastalar dikkatle izlenmelidir. Aynı önlemler eş zamanlı olarak hematotoksik tıbbi ürünler (örn: leflunomid, azatiyoprin, retinoidler, sülfasazalin) kullanıldığında da alınmalıdır.  Leflunomid, metotreksat ile kombine uygulandığında pansitopeni ve hepatotoksisite insidansı artabilir. 

Asitretin veya etretinat gibi retinodler ve metotreksatın kombine tedavisi hepatotoksisite riskini artırır.

 

Oral antibiyotikler

Tetrasiklinler, kloramfenikol ve emilmeyen geniş spektrumlu antibiyotikler gibi oral antibiyotikler, barsak florası inhibisyonu veya bakteriyel metabolizmanın baskılanması yoluyla enterohepatik sirkülasyonu bozabilir.

Antibiyotikler

Bazı vakalarda, penisilinler, glikopeptidler, sülfonamidler, siprofloksasin ve sefalotin gibi antibiyotikler metotreksatın renal klerensini azaltabilir, böylece serumda artan metotreksat konsantrasyonlarıyla eşzamanlı hematolojik ve gastrointestinal toksisite oluşabilir.

Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanan tıbbi ürünler

Metotreksat, plazma proteinlerine bağlanır ve salisilatlar, hipoglisemikler, sülfonamidler, difenilhidantoinler, tetrasiklinler, kloramfenikol ve p-aminobenzoik asit ve asidik antienflamatuar ajanlar gibi proteinlere bağlanan diğer ilaçlar ile yer değiştirebilir. Aynı zamanda kullanıldıkları zaman toksisite artışına neden olabilir.

Probenesid, zayıf organik asitler, pirazoller ve non-steroidal anti inflamatuar ajanlar

Probenesid,  kıvrım diüretikleri gibi zayıf organik asitler ve pirazoller (fenilbütazon) metotreksatın eliminasyonunu azaltabilir ve yüksek serum konsantrasyonları daha yüksek hematolojik toksisiteye yol açabilir. Ayrıca düşük doz metotreksat ve non-steroid antiinflamatuvar tıbbi ürünler veya salisilatların kombinasyonunda toksisite artışı olasılığı vardır. 

Kemik iliği üzerinde advers reaksiyonları olan tıbbi ürünler

Kemik iliği üzerinde advers reaksiyonları olan tıbbi ürünlerle (örn: sülfanomidler, trimetroprim-sülfametoksazol, kloramfenikol, pirimetamin) birlikte kullanılması durumunda,  kan oluşumunda ciddi azalma görülme ihtimaline dikkat edilmelidir.

Folat eksikliğine yol açan tıbbi ürünler

Folat eksikliğine yol açan tıbbi ürünlerin (örn: sülfanomidler, trimetroprimsülfametoksazol) birlikte uygulanması metotreksat toksisitesinin artmasına yol açabilirFolik asit yetersizliği durumunda özel önlem alınması tavsiye edilir. 

Folik asit veya folinik asit içeren ürünler

Vitamin preparatları veya folik asit, folinik asit veya türevlerini içeren diğer ürünler metotreksatın etkinliğini azaltabilir.

Diğer antiromatik tıbbi ürünler

METOJECT diğer antiromatik tıbbi ürünlerle (örn: altın bileşikleri, penisilamin, hidroksiklorokuin, sülfasalazin, azatioprin, siklosporin) beraber uygulandığında genellikle metotreksatın toksik etkilerinde bir artış beklenmez. 

Sülfasalazin

Metotreksat ve sülfasalazin kombinasyonu, metotreksatın etkisinde bir artışa sebep olabilir. Sonuç olarak sülfasalazin vasıtasıyla folik asit sentezi inhibisyonuna bağlı olarak, sadece bazı nadir vakalarda istenmeyen etkilerde artışa neden olabilir.

Merkaptopurin

Metotreksat teofilinin klerensini azaltabilir. Bu nedenle, metotreksat ve merkaptopurin kombinasyonu doz ayarlanmasını gerektirebilir. 

Proton-pompası inhibitörü

Omeprazol veya pantoprazol gibi proton pompası inhibitörleriyle birlikte uygulanması etkileşimlere yol açabilir: Metotreksat ve omeprazolün birlikte uygulanması metotreksatın renal eliminasyonunun gecikmesine yol açar. Pantoprazol ile kombinasyonu, miyalji ile 7- hidroksimetotreksat metabolitinin renal eliminasyonunu inhibe eder, bir vakada titreme bildirilmiştir.

Teofilin

Metotreksat teofilinin klerensini azaltabilir. Metotreksat ile beraber kullanıldığında teofilin seviyesi izlenmelidir. 

Kafein veya teofilin içeren içecekler

Metotreksat tedavisi süresince kafein veya teofilin içeren içeceklerin (kahve, kafein içeren alkolsüz içecekler, siyah çay) aşırı tüketiminden kaçınmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması bulunmamaktadır. 

 

Pediyatrik popülasyon

Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması bulunmamaktadır. 

 

4.6.   Gebelik ve laktasyon

            Genel tavsiye

Gebelik kategorisi X.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Metotreksat tedavisi sırasında kadınlar hamile kalmamalıdır. Tedavi sırasında hamile kalınırsa, metotreksat tedavisine bağlı çocuklarda görülebilecek advers reaksiyonlarının riskleri hakkında medikal bilgiler araştırılmalıdır. Bu yüzden, cinsel açıdan olgun hastalar (bay veya bayan) METOJECT tedavisi süresince etkili bir doğum kontrolü uygulamalıdır ve bu uygulamaya tedaviden sonra en az 6 ay boyunca devam etmelidir (bkz. bölüm 4.4).

 

Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince ve tedavinin ardından 6 aya kadar etkili doğum kontrolü uygulamak zorundadırlar.

Gebelik dönemi

Metotreksat gebelik sırasında kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3). Hayvan çalışmalarında metotreksat üreme toksisitesi göstermiştir (bkz. bölüm 5.3). Metotreksatın insanda teratojenik olduğu görülmüştür; fetal ölüm ve/veya konjenital anomalilere sebep olduğu bildirilmiştir. Sınırlı sayıda hamile kadında (42) maruziyet malformasyonların (kranial, kardiyovasküler ve ekstremitel) insidansında artış (1:14) ile sonuçlanmıştır. Eğer metotreksat kullanımına hamile kalınmadan önce son verilmişse, normal gebelikler bildirilmiştir.  

Laktasyon dönemi

Metotreksat infant için risk olabilecek bir konsantrasyonda anne sütüyle atılmaktadır ve bundan dolayı uygulamadan önce ve uygulama boyunca emzirme kesilmelidir.

Üreme yeteneği / Fertilite

Metotreksat genotoksik olduğundan hamile kalmak isteyen kadınların genetik danışmanlık desteği almaları tavsiye edilmektedir ve erkekler tedaviden önce spermlerini koruma imkanı konusunda tavsiye almalıdırlar.

 

4.7.   Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Tedavi boyunca yorgunluk ve baş dönmesi gibi merkezi sinir sistemine ilişkin belirtiler oluşabilir. METOART’ın araç ve makine kullanımı üzerine az veya orta dereceli etkisi vardır. 

 

4.8.   İstenmeyen etkiler

En yaygın istenmeyen etkiler hematopoetik sistem baskılaması ve gastrointestinal hastalıklardır.

Advers ilaç reaksiyonları aşağıda sıklık şeklinde listelenmiştir. Sıklıklar şu şekilde tanımlanır:

Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1000 ila <1/100), seyrek (≥1/10000 ila <1/1000), çok seyrek (<1/10000) bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

 

(Kist ve polipler de dahil olmak üzere) iyi huylu ve kötü huylu neoplazmlar

Çok seyrek: Metotreksat tedavisi kesildiğinde azalan lenfoma vakaları bildirilmiştir. Son zamanlarda gerçekleştirilen bir çalışmada, metotreksat tedavisinin lenfoma insidansını arttırdığı kanıtlanamamıştır.

 

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Yaygın                       : Lökopeni, anemi, trombopeni

Yaygın olmayan         : Pansitopeni

Çok seyrek                 : Agranülositoz, ciddi kemik iliği depresyonu

 

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygın olmayan         : Diyabetes mellitus’un tetiklenmesi 

 

Sinir sistemi bozuklukları

Yaygın                        : Baş ağrısı, yorgunluk, uyku hali

Yaygın olmayan         : Baş dönmesi, konfüzyon, depresyon

Çok seyrek                 : Görsel zayıflama, ağrı, ekstremitelerde müsküler asteni veya parestezi, tat almada değişiklik (metalik tat), konvülsiyonlar, menenjit, paraliz

Bilinmiyor                  : Lökoensefalopati

 

Göz hastalıkları

Seyrek                        : Görsel bozukluklar

Çok seyrek                 : Retinopati 

 

Kardiyak hastalıklar

Seyrek                        : Perikardit, perikardiyal efüzyon, perikardiyal tamponad  

 

Vasküler hastalıklar

Seyrek                        : Hipotansiyon, tromboembolik olaylar. 

 

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Yaygın                       : Pnömoni, çoğu kez eozinofil ile ilişkili interstitial alveolit/akciğer iltihabı. Ciddi akciğer hasarının potansiyel semptomları (interstitisyel pnömoni) potansiyel semptomları: kuru, produktif olmayan öksürük, nefes darlığı ve ateş

Seyrek                        : Pulmoner fibroz, Pneumocystis carinii pnömoni, nefes darlığı ve bronşiyal astım

 

Gastrointestinal hastalıklar

Çok yaygın                 : Stomatit, dispepsi, mide bulantısı, iştah kaybı

Yaygın                        : Oral ülserler, diyare

Yaygın olmayan         : Farenjit, barsak iltihabı, kusma

Seyrek                        : Gastrointestinal ülserler

Çok seyrek                 : Hematemesis (kan kusma), aşırı kanama, toksik megakolon

 

Hepatobiliyer bozukluklar

Çok yaygın                 : Transaminazların yükselmesi

Yaygın olmayan         :Siroz, fibroz ve karaciğer yağlanması, serum albüminde azalma

Seyrek                        : Akut hepatit

Çok seyrek                 : Hepatik yetmezlik

 

Deri ve deri altı doku bozuklukları

Yaygın                        : Ekzantem, eritem, kaşıntı

Yaygın olmayan         : Işığa karşı hassasiyet, saç kaybı, romatik nodüllerin artışı, herpes zoster, vaskülit, derinin herpetiform döküntüleri, ürtiker

Seyrek                        : Pigmentasyon artışı, akne, ekimoz

Çok seyrek                 : Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (Lyell’s sendromu), tırnaklarda artan pigmentasyon değişiklikleri, akut paronişi, furonküloz, telanjiektazi  

 

Kas- iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları

Yaygın olmayan         : Artralji, miyalji, osteoporoz

 

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Yaygın olmayan         : Mesanenin inflamasyon ve ülserasyonu, renal bozukluk, idrar kaçırma

Seyrek                        : Böbrek yetmezliği, oligoüri, anüri, elektrolit bozukluğu

 

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Yaygın olmayan         : Vajinanın inflamasyonu ve ülserasyonu

Çok seyrek                 :Libido kaybı,  impotens,  jinekomasti,  oligospermi,  mensturasyon bozukluğu, vajinal akıntı 

 

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Seyrek                        : Alerjik reaksiyonlar, anafilaktik şok, alerjik vaskülit, ateş, konjunktivit, enfeksiyon, sepsis, yara iyileşmesinin yavaşlaması, hipogammaglobinemi

Çok seyrek: İntramüsküler veya subkutan uygulamayı takiben enjeksiyon bölgesinde oluşan lokal hasar (steril apse oluşumu, lipodistrofi).

 

İstenmeyen etkilerin ciddiyet derecesi ve ortaya çıkışı dozaj seviyesine ve uygulama sıklığına bağlıdır. Ancak ciddi istenmeyen etkilerin düşük dozlarda da ortaya çıkabileceği için, hastaların doktor tarafından düzenli olarak izlenmesi gereklidir. 

 

Metotreksat intramüsküler yolla verildiğinde, enjeksiyon bölgesinde lokal istenmeyen etkiler (yanma hissi) veya hasar (steril apse oluşumu, yağ dokusunda yıkım) ortaya çıkabilir. Sadece tedavi sırasında azalan hafif lokal cilt reaksiyonları gözlenmiştir.

 

 

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli  advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

 

4.9.   Doz aşımı ve tedavisi

a) Doz aşımı semptomları

Metotreksat toksisitesi başlıca hematopoietik sistemi etkiler. 

 

b) Doz aşımı durumunda tedavi 

Kalsiyum folinat, metotreksatın toksik istenmeyen etkilerini nötralize etmek için spesifik bir antidottur.

 

Yanlışlıkla, alınması gerekenden fazla doz alındığında, bir saat içinde intravenöz veya intramüsküler olarak alınan metotreksat dozuna eşit miktarda veya daha fazla miktarda kalsiyum folinat dozu uygulanmalıdır ve bu işleme metotreksat serum seviyeleri 10-7

 mol/l’nin altına düşene kadar devam edilmelidir. 

 

Aşırı doz aşımı vakalarında, renal tübüllerde metotreksatın ve metabolitlerinin çökelmesinin önlenmesi için hidrasyon ve üriner alkalizasyon gerekebilir. Hemodiyalizin ve peritoneal diyalizin metotreksat eliminasyonunu arttırdığı gözlemlenmemiştir. Yüksek bir flux diyalizör kullanılarak gerçekleştirilen akut, intermitan hemodiyaliz ile etkili bir metotreksat klerensi bildirilmiştir. 

 

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Folik asit analogları, diğer immünosupresanlar

ATC kodu: L01BA01, L04AX03

Juvenil idiyopatik artritin poliartritik formları ve kronik, inflamatuar romatik hastalıkların tedavisi için antiromatik tıbbi ürün.

 

Etki mekanizması

Metotreksat, antimetabolitler olarak bilinen sitotoksik ajanlar sınıfına ait bir folik asit analoğudur. Dihidrofolat redüktaz enziminin yarışmalı inhibisyonu ile etki eder ve böylece DNA sentezini inhibe eder. Metotreksatın psöriazis, psöriatik artrit ve kronik poliartritin tedavisinde, inflamasyon bölgesinde metotreksata bağlı ekstraselüler adenozin konsantrasyonunda artış sağlayan antiinflamatuvar ya da immünosüpresif bir etkisi olup olmadığı tam olarak bilinmemektedir.

 

 

5.2.   Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler

Emilim: Oral uygulamadan sonra metoreksat gastrointestinal kanaldan emilir. Düşük doz (7.5 mg/m2 ve 80 mg/m2 vücut yüzey alanı arasında doz) uygulanması durumunda, ortalama biyoyararlanım yaklaşık %70’tir. Fakat bireyler arasında ve birey içinde önemli derecede sapma (%25-100) görülme olasılığı vardır. Maksimum serum konsantrasyonu 1-2 saat sonra sağlanır.  Subkutan, intravenöz ve intramüsküler enjeksiyonun biyoyararlanımı benzerdir ve yaklaşık %100’dür.

 

Dağılım: Metotreksatın yaklaşık %50’si serum proteinlerine bağlanır. Vücut dokularına dağıldığından dolayı karaciğer, böbrekler ve özellikle dalakta haftalar ya da aylar süresince tutulabilen yüksek konsantrasyonlarda poliglutamit formu bulunmuştur. Küçük dozlarda uygulandığında, metotreksat az miktarda vücut sıvısına geçer. Terminal yarı ömrü ortalama 6 -7 saattir ve önemli ölçüde değişim gösterir (3-17 saat). Yarı ömür, üçüncü bir dağılım alanına sahip olan hastalarda (plevral efüzyon, assit) normal sürenin 4 katına kadar uzayabilir.

 

Biyotransformasyon: Uygulanan metotreksatın yaklaşık %10’u intrahepatik olarak metabolize olur. Başlıca metaboliti 7-hidroksimetotreksattır.

 

Eliminasyon: Eliminasyon, öncelikle glomerular filtrasyon yoluyla ve proksimal tübülüste aktif sekresyon ile renal olarak, çoğunlukla değişmeden olur.

 

Safra ile yaklaşık %5-20 metotreksat ve % 1-5 7-hidroksimetotreksat elimine edilir. Güçlü enterohepatik kan akışı gözlenir.

 

Böbrek yetmezliği durumunda eliminasyon önemli oranda gecikir. Karaciğer yetmezliğine bağlı olarak eliminasyonda bozulma bilinmemektedir.

 

 

5.3.      Klinik öncesi güvenlilik verileri

Hayvanlarla yapılan çalışmalar metotreksatın fertiliteye zarar verdiğini ve embriyotoksik, fetotoksik ve teratojenik olduğunu gösterir. Metotreksat in vivo ve in vitro olarak mutajeniktir. Geleneksel karsinojenesite çalışmaları yapılmadığı ve hayvanlar üzerinde yapılan kronik toksisite çalışmalarının yetersiz olması nedeniyle metotreksat insanlarda karsinojenik olarak sınıflandırılmaz.

 

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1.   Yardımcı maddelerin listesi              

Sodyum klorür

Enjeksiyonluk su

 

6.2.      Geçimsizlikler

Diğer paranteral ürünler ile geçimliliği ile ilgili çalışma yapılmamıştır. Bu tıbbi ürün, diğer tıbbi ürünlerle ve çözücülerle karıştırılmamalıdır. 

6.3.  Raf ömrü

24 ay

 

6.4.  Saklamaya yönelik özel tedbirler

250C’nin altındaki oda sıcaklıklarında saklayınız.

Orijinal ambalajında saklayınız.

 

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

10 mg/ml enjeksiyonluk çözelti içeren çözelti (10 mg/1 ml) içeren kullanıma hazır şırınga, yanında enjeksiyon için iğne içeren karton kutu.

 

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Özel bir gereklilik yoktur.

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi ürünlerin kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj atıklarının kontrolü yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.

 

7. RUHSAT SAHİBİ 

KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.

       Bağlarbaşı, Gazi Cad. No: 40

       Üsküdar / İstanbul

       Tel. : 0216 492 57 08

    Faks.: 0216 334 78 88  

                  E-posta  : info@kocakilac.com

 

            8. RUHSAT NUMARASI(LARI)

225/47

 

9.      İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ 

İlk ruhsat tarihi:24.06.2010

Ruhsat yenileme tarihi:

 

10.   KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ

 

 

 

 

KULLANMA TALİMATI

 

Metoart 10 mg/1 ml Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Kullanıma Hazır Şırınga

Steril-Apirojen

Damar yolu, kas yolu ile ve deri altına uygulanır.

 

·            Etkin madde: Her 1 ml çözeltide, 10 mg metotreksat’a eşdeğer 10,96 mg metotreksat disodyum.

·            Yardımcı maddeler: Sodyum klorür, enjeksiyonluk su.

 

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

 

·         Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.

·         Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

·         Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.

·         Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.

·         Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışında yüksek veya düşük doz kullanmayınız.  

 

 

Bu Kullanma Talimatında:

 

1.  METOART nedir ve ne için kullanılır?

2.  METOART’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

3.  METOART nasıl kullanılır?

4.  Olası yan etkiler nelerdir?

5.  METOART’ın saklanması

 

Başlıkları yer almaktadır.

 

1.  METOART nedir ve ne için kullanılır?

METOART, etken madde olarak metotreksat içerir.

 

Metotreksat, aşağıdaki özelliklere sahip olan bir maddedir:

·         Vücuttaki bazı hücrelerin hızlı şekilde çoğalmasını engeller.

·         Bağışıklık sisteminin (vücudun kendini savunma mekanizması) etkinliğini azaltır.

·         Antiinflamatuvar (iltihap giderici) etkilere sahiptir.

 

METOART aşağıdaki hastalıkların tedavisi için endikedir:  

 

·         Yetişkin hastalardaki aktif romatoid artrit (İltihaplı eklem hastalığı)

·         Steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlara cevabın yetersiz olduğu aktif Juvenil idiopatik artrit (kalıcı eklem iltihabı), poliartritik (çok kısa aralıklarla ya da aynı anda birden çok eklemde ortaya çıkan iltihabi süreç) formları

·         Sedef hastalığı (bilinen tedaviye yanıt vermeyen yetişkin hastalardaki şiddetli ve yaygın psöriazis), ve aktif psöriatik artritte (sedef hastalarında görülen eklem iltihabı)

·         Yetişkin hastalarda diğer ilaçlar ile yeterli tedavinin mümkün olmadığı durumlarda hafif veya orta şiddetli Crohn hastalığının (sindirim kanalının iltihabi bir hastalığı) tedavisinde kullanımı endikedir.

 

Romatoid artrit, sinoviyel zarların (eklem zarları) iltihabı ile karakterize kronik kollajen hastalıktır (süregelen bağ doku hastalığı). Bu zarlar birçok eklem için kayganlaştırıcı görevi gören bir sıvı üretmektedir. İltihap, zarların kalınlaşmasına ve eklemin şişmesine neden olmaktadır. 

 

Juvenil artrit, 16 yaşından küçük çocuklarda görülen bir hastalıktır. Hastalığın ilk 6 ayı içinde 5 ya da daha fazla eklem etkilenirse poliartritik form belirir. 

 

Psöriatik artrit cilt ve tırnaklarda, özellikle de el ve ayak parmağı eklemlerinde psoriatik lezyonlar gösteren bir artrit (eklem iltihabı) tipidir. 

 

Psöriazis kalın, kuru, gümüşümsü, yapışkan kabuklarla kaplı kırmızı yamalarla karakterize sıklıkla karşılaşılan kronik bir cilt hastalığıdır. 

 

METOART hastalığın gelişimini değiştirir ve yavaşlatır. 

 

Crohn hastalığı, karın ağrısı, ishal, kusma veya kilo kaybı gibi belirtilere neden olarak gastrointestinal sistemin herhangi bir bölümünü etkileyebilecek bir tür iltihabi bağırsak hastalığıdır.

 

2.  METOART’ı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

      

METOART’ı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ

 

Eğer;

  • Metotreksat’a veya METOART’ın içerisindeki herhangi bir bileşiğe karşı aşırı duyarlılığınız (alerji) varsa
  • Şiddetli karaciğer, böbrek veya kan hastalığınız varsa
  • Düzenli olarak yüksek miktarda alkol tüketiyorsanız
  • Tüberküloz, HIV veya diğer immün yetmezlik sendromları gibi şiddetli bir

enfeksiyonunuz varsa

  • Ağız, mide ya da bağırsak ülseriniz (yara) varsa
  • Hamileyseniz ya da emziriyorsanız
  • Aynı zamanda canlı aşılar ile aşılanmaktaysanız.

 

METOART’ı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ

Eğer;

  • Yaşlıysanız ya da kendinizi genelde kötü ve güçsüz hissediyorsanız
  • Karaciğer fonksiyonunuz bozuksa
  • Su kaybınız (dehidrasyon) varsa

 

 

 

Tavsiye edilen tetkikler ve güvenlik önlemleri

METOART düşük dozlarda uygulandığında dahi, şiddetli yan etkiler meydana gelebilmektedir. Bu yan etkileri zamanında tespit edebilmek için, doktorunuz tarafından kontroller ve laboratuvar testleri yapılmalıdır.

 

Tedavi öncesi

Tedaviye başlanmadan önce, yeterli kan hücresine sahip olup olmadığınızı, karaciğer fonksiyonunuzu, serum albümin (kanda bulunan bir protein) seviyelerinizi ve böbrek fonksiyonunuzu kontrol etmek için kan örnekleri alınacaktır. Doktorunuz aynı zamanda da tüberküloz (verem, etkilenen dokuda küçük nodüller ile kombinasyon halinde bulaşıcı bir hastalık) hastası olup olmadığınızı kontrol edecektir ve akciğer röntgeninizi çekecektir.

 

Tedavi sırasında

Aşağıdaki testleri tedavinin başlangıcından sonraki ilk 6 ay için ayda bir kez ve sonrasında da en az 3 ayda bir kez yaptırmanız gerekecektir:

 

  • Mukoza değişiklikleri için ağız ve boğaz muayenesi
  • Kan testleri
  • Karaciğer fonksiyonunuzun kontrolü
  • Böbrek fonksiyonunuzun kontrolü
  • Solunum sisteminin kontrolü ve gerekliyse akciğer fonksiyon testi

 

Metotreksat bağışıklık sisteminizi ve aşılama sonuçlarınızı etkileyebilir. Aynı zamanda immünolojik test sonuçlarınızı da etkileyebilmektedir. Aktif olmayan, kronik enfeksiyonlar (örn. herpes zoster (zona), verem, hepatit B veya C) alevlenebilmektedir. METOART ile tedavi sırasında canlı aşılar ile aşı yapılmamanız gerekmektedir. 

 

Radyasyon kaynaklı dermatit (bir tür deri hastalığı) ve güneş yanığı metotreksat tedavisi sırasında yeniden ortaya çıkabilir (recall-reaksiyonu).  

 

Psöriatik lezyonlar, UV ışınları ve metotreksatın aynı anda uygulanması sırasında şiddetlenebilir. 

 

Lenf düğümlerinin genişlemesi (lenfoma) nadiren de olsa meydana gelebilmektedir, bu durumda tedavi sonlandırılmalıdır. 

 

İshal METOART’ın toksik etkisi olabilir ve tedavinin kesilmesini gerektirir. Eğer sizde ishal görülürse, lütfen doktorunuzla konuşun. 

 

Ensefalopati (bir beyin hastalığı) / lökoensefalopati (beyindeki beyaz maddede görülen özel bir hastalık) metotreksat tedavisi alan kanser hastalarında bildirilmiştir ve bu durumlar diğer hastalıklar için metotreksat tedavisi alan hastalarda da göz ardı edilemez. 

 

Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.

 

METOART’ın yiyecek ve içecek ile kullanılması 

Çok miktarda kahve, kafein içeren alkolsüz içecekler ve siyah çay tüketiminin yanı sıra alkol tüketimi METOART tedavisi sırasında önlenmelidir.

 

Hamilelik

İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

 

Eğer hamileyseniz, hamile olduğunuzu düşünüyorsanız veya hamile kalmayı planlıyorsanız bu ilacı almaya başlamadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. 

 

Hamilelik sırasında METOART kullanmamanız gerekmektedir. Fetüsün (cenin) zarar görmesi ve düşük riski vardır. METOART ile tedavi sırasında ve tedavi sonlandırıldıktan altı ay sonrasına kadar kadın ve erkekler etkin bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır. 

 

Çocuk doğurma çağındaki kadınlar için, tedavi öncesinde gebelik testi yapılması gibi uygun tedbirler alınarak bu kadınların hamile olmadığından kesinlikle emin olunmalıdır.  

 

Metotreksat genotoksik olduğundan hamile kalmak isteyen kadınların genetik danışmanlık desteği almaları tavsiye edilmektedir ve erkekler tedaviden önce spermlerini koruma imkanı konusunda tavsiye almalıdırlar.

 

Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

 

Emzirme

İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

METOART ile tedaviye başlamadan önce ve tedavi sırasında emzirme bırakılmalıdır.

 

Araç ve makine kullanımı

METOART ile tedavi sırasında merkezi sinir sistemini de etkileyen yorgunluk ve baş dönmesi gibi yan etkiler görülebilir. Bu nedenle, bazı kişilerde araç sürmek ya da makine kullanmak sorun yaratabilmektedir. Eğer yorgunluk ya da uyuşukluk hissediyorsanız, araç veya makine kullanmamalısınız.

 

METOART’ın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler

Bu tıbbi ürün her bir şırıngada (1 ml’lik dozunda), 23 mg’dan daha az sodyum ihtiva eder. Yani esasında “sodyum içermez”.

 

Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı

METOART aşağıda belirtilen ilaçlar ile beraber kullanılırsa tedavinin etkisi etkilenebilir:

 

  • Karaciğere veya kan sayımına zarar veren ilaçlar (örn. leflunomide)
  • Antibiyotikler (belirli enfeksiyonların önlenmesinde/enfeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlar). Tetrasiklinler, kloramfenikol ve emilemeyen geniş spektrumlu antibiyotikler, penisilinler, glikopeptidler, sülfonamidler (belirli enfeksiyonların önlenmesinde/enfeksiyonların tedavisinde kullanılan sülfür içeren ilaçlar), siprofloksasin ve sefalotin gibi antibiyotikler
  • Steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar olarak bilinen ağrı ve/veya iltihap tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar (örn. diklofenak ve ibuprofen, asetilsalisilik asit gibi salisilatlar ve metamizol gibi pirazoller)
  • Probenesid (gut tedavisinde kullanılan ilaçlar)
  • Kıvrım diüretikleri (idrar söktürücü) gibi zayıf organik asitler
  • Trimetroprim-sülfametoksazol (antibiyotik), pirimetamin gibi kemik iliği üzerinde istenmeyen etkilere neden olan tıbbi ürünler 
  • Sülfasazalin (antiromatik ilaçlar)
  • Azatiyoprin (bazen romatoid artritin şiddetli formlarında kullanılan bağışıklık sistemini baskılayan ajanlar)
  • Merkaptopurin (sitostatik ajan)
  • Retinoidler (psöriazis ve diğer deri hastalıkları için kullanılan ilaç)
  • Teofilin (bronşiyal astım ve diğer akciğer hastalıkları için kullanılan ilaç)
  • Proton pompası inhibitörleri (mide hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar)
  • Hipoglisemikler (kan şekerini düşürmek için kullanılan ilaçlar)

  

Folik asit içeren vitaminler tedavinizin etkisini bozabilir ve bu vitaminler yalnızca doktorunuzun tavsiyesi ile alınmalıdır. 

 

Canlı aşılar ile aşı yapılmasından kaçınılmalıdır. 

 

Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

 

3. METOART nasıl kullanılır?

 

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:

Doktorunuz sizin için bireysel olarak uygulanacak doza karar verecektir. Tedavinin etkisini görebilmek için 4 ila 8 hafta geçmesi gerekmektedir. Tedavi sürenize doktorunuz karar verecektir. 

METOART yalnızca haftada bir kez uygulanır. Doktorunuzla beraber enjeksiyon için her hafta uygun bir gün belirleyiniz. 

 

Uygulama yolu ve metodu:

METOART enjeksiyon kas içine, damar içine veya deri altına uygulanabilir. 

 

Yerel gerekliliklere uygun olarak taşıma ve imha şekli diğer hücre bölünmesini durdurucu (sitotoksik) ilaçlar ile uyumlu olmalıdır. Hamile sağlık hizmeti personeli METOART’ı taşımamalı ve/veya uygulamamalıdır. 

 

Metotreksat cilt yüzeyi veya mukoza ile temas etmemelidir. Ürün içeriği ile direkt temas durumunda, etkilenen bölge hemen bol su ile durulanmalıdır. 

 

Değişik yaş grupları:

Çocuklarda kullanımı:

3 yaşın altındaki çocuklarda yeterli deneyim olmadığından, bu yaş grubunda kullanılması önerilmez. 

 

Çocuklarda deri altı ve damar içi kullanıma ilişkin kısıtlı veriye bağlı olarak, çocuklarda kullanım kas içi enjeksiyonla sınırlandırılmıştır.

 

Yaşlılarda kullanımı:

Yaşlı hastalarda doz azaltılması gerekebilir.

 

 

Özel kullanım durumları

Böbrek / karaciğer yetmezliği:

METOART böbrek fonksiyonu zayıf olan hastalarda ve özellikle alkole bağlı ciddi karaciğer hastalığı geçirmiş veya geçirmekte olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. 

 

Eğer METOART’ın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.

 

Kullanmanız gerekenden daha fazla METOART kullandıysanız:

Doktorunuzun doz önerilerine uyunuz. Kendi kararınız ile dozu değiştirmeyiniz.

METOART’tan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz. 

Doktorunuz, zararlı etkinin şiddetine göre gerekli tedaviye karar verecektir.

 

METOART’ı kullanmayı unutursanız:

  Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.

Doktorunuz ile konuşunuz. Doktorunuz tarafından reçetelenen dozu mümkün olduğunca kısa sürede alınız ve sonrasında her hafta almaya devam ediniz. 

 

METOART ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler

   Doktorunuzun onayı olmadan, METOART tedavisini durdurmak hastalığınızın daha kötüye gitmesine neden olabilir. Doktorunuzun onayı olmadan tedaviyi sonlandırmayınız.

 

4.  Olası yan etkiler nelerdir?

Tüm ilaçlar gibi METOART’ın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.

Yan etkilerin sıklığı ve şiddeti doz ve uygulama sıklığı ile ilişkilidir. Düşük dozlarda bile ciddi yan etkiler görülebileceğinden dolayı, doktorunuz tarafından düzenli olarak izlenmeniz önemlidir. 

Doktorunuz kanda gelişen bozuklukları [düşük beyaz kan hücresi, düşük platelet (kan pulcuğu) ve lenfoma (lenf düğümlerinin genişlemesi) gibi], böbrek ve karaciğerdeki değişiklikleri kontrol etmek için testler yapacaktır. 

 

Aşağıdaki etkiler sizde görülürse derhal doktorunuza bildiriniz. Bu etkiler ciddi ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden etkiler olarak belirtilir ve acil özel tedavi gerektirir. 

 

  • Kalıcı, kuru, balgamsız öksürük, nefes darlığı ve ateş. Bunlar akciğer iltihabının (pnömoni) belirtileri olabilir [yaygın - 10 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir].
  • Gözün beyaz kısmında ve deride sarılık gibi karaciğer hasarı belirtileri; metotreksat kronik karaciğer hasarına (karaciğer sirozu), karaciğerde yara oluşumuna (karaciğer fibrozu), karaciğerde yağ dokusunda bozulmaya [yaygın olmayan - 100 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir], karaciğer iltihabına (akut hepatit)  [seyrek – 1.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir] ve karaciğer yetmezliğine [çok seyrek – 10.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir] neden olabilir.
  • Kırmızı kaşıntılı deriyi içeren deri döküntüleri, eller, ayaklar, ayak bilekleri, yüz, dudaklar, ağız veya boğazın şişmesi (yutma veya solunum güçlüğüne yol açabilir) ve bayılma hissi gibi alerji belirtileri; bu belirtiler şiddetli alerjik reaksiyonlar ya da anafilaktik şok belirtileri olabilir [seyrek – 1.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir].
  •  Eller, ayak bilekleri ve ayaklarda şişme, idrara çıkma sıklığında değişiklik, idrara çıkamama veya idrara çıkmada azalma gibi böbrek hasarı belirtileri; bu belirtiler böbrek yetmezliği belirtileri olabilir [seyrek – 1.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir].
  • Ateş, döküntü, ağrı veya boğaz ağrısı gibi enfeksiyon belirtileri; metotreksat sizi enfeksiyonlara daha duyarlı yapabilir. Seyrek olarak görülen  [1.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir] belirli bir akciğer iltihabı (pnömoni) türü (Pneumocystis carinii pnömonisi) veya kan zehirlenmesi (sepsis) gibi ciddi enfeksiyonlar oluşabilir.
  • Ciddi ishal, kanlı kusma ve siyah veya katrana benzeyen dışkı. Bu belirtiler metotraksatın neden olduğu seyrek [1.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir] gastrointestinal ülser gibi ciddi gastrointestinal sistem komplikasyonlarını (hastalıkla birlikte ortaya çıkan rahatsızlıklar) gösterebilir.  
  • Ateş ve genel durumun ciddi olarak bozulması, ya da boğaz ağrısı ya da ağız veya idrar sorunları ile birlikte ani ateş; metotreksat çok seyrek olarak [1.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir] beyaz kan hücrelerinde keskin bir düşüşe (agranülositoz) ve ciddi kemik iliği baskılanmasına neden olabilir.
  • Diş eti kanamaları, idrarda kan, kan kusma gibi beklenmeyen kanamalar ya da morarma; bu kemik iliği baskılanmasının neden olduğu kan pulcuğu sayısında ciddi azalmanın belirtisi olabilir [çok seyrek – 10.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir].
  • Şiddetli deri döküntüsü veya deride kabarma (ağız, göz ve genital bölgeyi etkileyebilir); bu Stevens-Johnson sendromu veya yanık deri sendromu (toksik epidermal nekroz) adı verilen çok seyrek görülen [10.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir] durumların belirtileri olabilir.

 

Diğer yan etkiler aşağıda belirtilmiştir:

 

Çok yaygın [10 kişide 1’den fazla kişiyi etkileyebilir]

 

·         Ağızda iltihaplanma

·         Hazımsızlık

·         Mide bulantısı

·         İştah kaybı

·         Karaciğer enzimlerinde artış

 

Yaygın  [10 kişiden 1’den az kişiyi etkileyebilir]

 

  • Ağızda yaralar
  • İshal
  • Döküntü, deride kızarıklık, kaşıntı
  • Baş ağrısı
  • Yorgunluk
  • Halsizlik
  • Beyaz ve/veya kırmızı kan hücrelerinde ve/veya kan pulcuklarında azalma ile birlikte kan hücresi oluşumunda azalma (lökopeni, anemi, tormbositopeni)

 

Yaygın olmayan [100 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir]

  • Boğaz iltihabı, bağırsakların iltihabı, kusma
  • Işığa artan hassasiyet, saç kaybı, romatizmal nodüllerin sayısında artış, zona, kan damarlarında iltihap, herpes benzeri deri döküntüsü, kurdeşen  
  • Şeker hastalığı başlangıcı
  • Baş dönmesi, kafa karışıklığı, depresyon
  • Serum albüminde azalma
  • Kan hücreleri ve kan pulcuklarının sayısının azalması
  • Mesane veya vajinada iltihap ve yara, azalmış böbrek fonksiyonu, idrara çıkmada bozukluk
  • Eklem ağrısı, kas ağrısı, osteoporoz (kemik kütlesinin azalması)

 

 

Seyrek  [1.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir]

 

  • Damarda kanama nedeniyle artan deri pigmentasyonu, akne, mavi lekeler
  • Kan damarlarının alerjik olarak iltihaplanması, ateş, kırmızı gözler, enfeksiyon, yara iyileşmesinde bozukluk, kandaki antikor (alerji oluşturan maddeye karşı vücudun ürettiği savunma proteini) sayısında azalma
  • Görme bozuklukları
  • Kalbin etrafındaki kesenin iltihaplanması, kalbin etrafındaki kesede sıvı birikimi Düşük kan basıncı, yerinden kopan kan pıhtısı tarafından kan damarının tıkanması (tromboembolik olaylar)
  •  Akciğer fibrozisi (akciğer hücrelerinin arasındaki bağ dokunun artması), nefes darlığı ve bronşiyal astım, akciğer etrafındaki kese içinde sıvı birikimi
  • Elektrolit bozuklukları

 

Çok seyrek:  [10.000 kişide 1’den az kişiyi etkileyebilir]

 

  • Bol kanama, toksik megakolon (akut toksik bağırsak genişlemesi)
  • Tırnaklarda artan pigmentasyon, tırnak etlerinin iltihabı, fronküloz (saç köklerinde derin iltihap), küçük kan damarlarında görünür genişleme
  • Kas içine ya da deri altına uygulanmasından sonra enjeksiyon bölgesinde lokal hasar (steril apse oluşumu, yağ dokusunda değişiklikler) 
  • Görme bozukluğu, ağrı, kol ve bacaklarda güç kaybı, uyuşma veya karıncalanma hissi, tat almada değişiklik (metalik tat), nöbet, felç, ateş ile şiddetli baş ağrısı
  • Retinopati (iltihabi olmayan göz bozukluğu)
  • Cinsel istek kaybı, iktidarsızlık, erkekte göğüsün büyümesi (jinekomasti), sperm oluşumunda bozukluk, adet bozukluğu, vajinal akıntı
  • Lenf düğümlerinde genişleme (lenfoma)

 

Bilinmiyor [eldeki verilerden hareketle tahmin edilmiyor]

·        Lökoensefalopati (beyindeki beyaz maddede görülen bir hastalık)

 

Metotreksat kas içine uygulandığı zaman enjeksiyon yerinde lokal istenmeyen etkiler (yanma hissi) veya hasar (steril apse oluşumu, yağ dokusu yıkımı) yaygın olarak oluşabilir. Metotreksat deri altı uygulama ile lokal olarak iyi tolere edilir. Yalnızca tedavi sırasında azalan hafif lokal deri reaksiyonları gözlemlenmiştir. 

 

 

 

Yan etkilerin raporlanması    

Herhangi bir yan etki meydana gelmesi durumunda hekiminiz, eczacınız veya hemşireniz ile konuşunuz. Ayrıca yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan “İlaç Yan Etki Bildirimi” ikonuna tıklayarak doğrudan Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirebileceğiniz gibi, 0 800 314 00 08  numaralı yan etki bildirim hattını da kullanabilirsiniz.  

 

Meydana gelen yan etkileri bildirerek kullanmakta olduğunuz ilacın güvenliliği hakkında daha fazla bilgi edinilmesine katkı sağlamış olacaksınız.    

 

Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız   doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

 

5.  METOART’ın saklanması :

 

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

250C’nin altındaki oda sıcaklıklarında saklayınız.

Orijinal ambalajında saklayınız.

Tıbbi ürün sadece tek kullanım içindir. 

 

Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.

Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra METOART’ı kullanmayınız / son kullanma tarihinden önce kullanınız.

 

 

Ruhsat sahibi : KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.

  Bağlarbaşı, Gazi Cad., No: 40, Üsküdar / İstanbul

 

İmal yeri          : KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.

                          Organize Sanayi Bölgesi, Çerkezköy / Tekirdağ  

 

 

 

Bu kullanma talimatı 20/11/2014 tarihinde onaylanmıştır.